16 Ekim 2015 Cuma

Mao Yaşıyor!

Buraya kadar ele aldığımız Doğu Avrupa ve Rusya örnekleri, komünizmin 1990'larda yıkılmış, ama yeniden hayata geçmesi muhtemel olan örnekleridir. Ancak komünizmin bir diğer versiyonu vardır ki, zaten hiç yıkılmamıştır ve kapitalist bir görüntü altında her geçen gün güçlenmeye devam etmektedir. Bu versiyon, aynı zamanda komünizmin en kötü, en barbar versiyonudur: Maoizm.
Sovyet Rusya 1991'de yıkılmış, ardından Lenin ve Stalin'in her yeri süsleyen heykelleri sökülmüş, Rusya komünizmi resmen terk etmiştir. Oysa Çin'de asla böyle bir şey olmamıştır. Mao'nun 1976'daki ölümünden bu yana Çin hala Komünist Parti tarafından yönetilmeye devam etmektedir. Çin, kapitalist ekonominin kurallarını benimsemiş, bu yolla büyük bir ekonomik gelişim elde etmiştir, ama siyasi sistem hala komünisttir. Daha da önemlisi, siyasi ve toplumsal kültür hala komünisttir. Ve Mao, onmilyonlarca Çinli'nin eli kanlı katili, garip bir şekilde hala Çinliler tarafından adeta kutsal bir kişi gibi görülmektedir.
10 Ocak 1994 tarihli Time dergisi "Mao Lives!" (Mao Yaşıyor) başlıklı haberinde, Çin'de Mao'ya yönelik kitle eğilimini "Mao mania" (Mao çılgınlığı) olarak tanımlamış ve şöyle yazmıştır:
Sıradan Çinliler için Mao hala bir sfenks, yüz ayrı yüze sahip bir idolAynı Kutsal kitap gibi, her yerde sözlerinden alıntılar yapılıyor... Kolleksiyoncular Mao'nun konuşmalarını içeren kasetleri topluyorlar, Mao resmini içeren armalar, rozetler, kitaplar, çakmak ve hatta yo-yolar yok satıyor. Mao'nun doğum günü anısına 5000 adet üretilen altın-elmas saatler 1500 dolara satılıyor-ortalama bir aylık maaşın 30 katı... Hunan eyaletinin güney-orta bölgesinde yer alan, Büyük Serdümen'in (Mao'nun) doğum yeri olan Şaoşan kenti, sadece 1992 yılında bir milyon hacıya (Mao ziyaretçisine) ev sahipliği yaptı. Kent geçtiğimiz günlerde de favori evladının 10 metre yüksekliğindeki dev bir heykelini hizmete açtı.120
Amerikan The New Republic dergisinde 1997 yılında "Mao More Than Ever" (Mao, Her Zamankinden Daha Fazla) başlıklı uzun bir makalede, Çin'deki "Mao putu" şöyle anlatılmaktadır:
Mao Tse-Tung, hala Çin politik kültüründeki merkezi, hakim figür olmaya devam ediyor: Hala bir tür imparator, hala kendisine derin bir saygı gösteriliyor ve hala son derece popüler. Bunun kanıtı Çin'in her yerinde. 1994 yılında yapılan bir halk oylamasında, Çinlilerin yüzde 40'ı Mao'yu ideal liderleri olarak gördüklerini açıkladılar, buna karşı Deng Xiaoping'e (o dönemki Çin lideri) çıkan oy oranı ancak yüzde 10'du. Çin Sosyal Bilimler Akademisi eski üyelerinden Yan Jiagi, Asianews dergisine yaptığı açıklama "günümüzdeki Çin gençleri Mao'nun hatalarını bilmiyorlar veya ciddiye almıyorlar" diyor, "onun büyük bir lider olduğunu düşünüyorlar ve sadece Deng'in hatalarını biliyorlar".
Kırsal alanlarda, Fujian ve Guangdong eyaletlerinde, Mao'nun anısına yeni ve büyük tapınaklar inşa edildi, bir yeni tapınak da Kuzey Shaanxi bölgesinde inşa ediliyor. Bu tapınaklara sıkça gelen parti görevlileri ve köylüler, Mao'nun hastalıkları iyileştirmekten iyi bir hasadı garantilemeye kadar herşeyi yapabileceğine inanıyorlar. 1993'te Sichuan'daki bir fabrikada çalışan bir grup işçi, Mao'nun yüzüncü doğum yılı şerefine topluca intihar ettiler.... Pekin ve Şanghay'daki taksi şoförleri dikiz aynalarına Mao'nun resimlerini yapıştırıyorlar. Sanatçılar Mao'nun yüzünü resimlerinde sık sık kullanıyorlar ve Mao'nun dev bir portresi hala Tiananmen Meydanı'na hakim durumda. Ve, en önemlisi, partide ve üniversitelerde yeni moda politik felsefe demokrasi değil; yeni Maoizm.
Mao (Çin'e) bir geri dönüş yapmış değil. Zaten buradan hiç ayrılmamıştı. Almanya ve Rusya'nın aksine, Çin hiçbir zaman geçmişiyle hesaplaşmadı, hiçbir zaman "Maoculuktan vazgeçme" çabasına girmedi. Komünist Parti, 1950'lerdeki Büyük Atılım'ın (ki o zaman Mao yapımı bir kıtlık onmilyonlarca Çinli'yi öldürmüştü) veya Kültür Devrimi'nin (ki o sıralarda devlet teşvikiyle patlayan barbarlık, okul çocuklarını yamyamlığa teşvik etme noktasına kadar düşmüştü) vahşetlerinin sorgulanmasına asla izin vermiyor. Bu konular hakkındaki gerçekleri konuşma girişimleri bastırılıyor. Örneğin, 1993 yılında Şanghay Üniversitesi Dergisi Mao'nun kıtlığında 40 milyon kişinin öldüğünü yazdığında, dergi acilen toplatıldı...
Çin'in politikası... milliyetçilikle komünizmi birleştiren bir felsefeye dayanıyor ve bu da bu felsefenin kurucusu olan Mao'nun efsanesine dayanıyor...121
Peki Mao'nun ardından Çin'de yaşanan kapitalistleşme ne anlama geliyor? Bu, Çin'in Maoculuktan uzaklaşması mı, yoksa Maoculuğun ekonomik yönden güçlenmesi mi? Aynı makalede bu konuda şu bilgiler veriliyor:
Kültür Devrimi'nin sonuçlanmasından sonra bile Mao kültü yaşamaya devam etti. Komünist Parti kendisini entelektüel olarak Maoizm'le doldurmayı sürdürdü. İki ana grup ortaya çıktı: Maoist radikaller (fanshipai) ve nostaljikler (huanyuanpai). Bu ikinci grup 1950'lerde altın dönemi özlüyorlardı. Parti'yi yöneten Maocular Mao'ya inançlarını koruyorlar, ama Kültür Devrimi'nin barbarlığı insanların hafızalarında taze olduğu için, bunu çok açık ifade etmiyorlardı. Maoizm'in komünist-milliyetçi felsefesinin tam olarak çiçek açması için, Çin'e yönelik bir tehdit oluştuğu izleniminin doğması gerekiyordu, insanları Çin'in büyüklüğünün zaafa uğramaya ve Batı komplolarının etkili olmaya başladığına inandıracak bir olay ... Bu olay, 4 Haziran 1989'daki Tiananmen Meydanı'ndaki protestocu öğrencilerin üzerine Çin tanklarının yürümesiyle gerçekleşti. Tiananmen'in hemen ardından, kaosa düşürülen Çin fikri partiye "sınıf çatışması" kavramını uyandırma imkanı verdi... Devlet Başkanı Jiang Zemin, Çin'in ekonomik reformlara devam edeceğini, ama hiç kimsenin demokratikleşme rüyası görmemesi gerektiğini açıkladı. Jiang'ın emriyle, parti kırsal kesimlerde "düşünce reformu" başlattı ve Maoist tipte eğitim kampanyaları düzenledi...
Mao Lives!, (Mao Yaşıyor!), 10 Ocak 1994 tarihli Time dergisi Çin'deki siyasi kültürü böyle özetliyordu.
Bugün Çin'de Maoizm'i yeniden tam olarak uygulama girişimlerinin gücü, Komünist Parti içinde genç entelektüellerden geliyor. Halkın Günlüğü veya Gerçeği Aramak gibi büyük gazeteleri Marxist radikaller yönetiyor... Bunlar 1995 ve 1996'da sınıf çatışmasına ve Maoizm'e tam olarak dönmeyi savunan "10 bin kelimelik dokümanlar" yayınladılar.122
Görüldüğü gibi Maoculuk Çin'e hala hakimdir ve bu hakimiyet, sadece Mao döneminden miras kalmış yaşlı komünist parti yöneticileri için değil, Marxizm'e körü körüne bağlanmış genç kuşaklar için de geçerlidir. Köylüler ve eğitimsiz kitleler Mao'yu çok üstün bir varlık olarak görmekte, entelektüellerin büyük bölümü de Marxizm-Leninizm-Maoizm ideolojisini bilinçli olarak savunmakta ve yaymaktadırlar. Çin'in kapitalizmi, sadece Maoizm'in gizlenmesine ve güçlenmesine yaramaktadır.
1.2 milyar nüfusuyla dünyanın en kalabalık ülkesi olan Çin, ekonomisini giderek güçlendirmekte ve bir yandan da silahlanmaya önem vermektedir. Öyle ki Çin'in 21. yüzyılda ABD'ye rakip bir süper güç olacağı hesaplanmaktadır. Bu derecede bir güce sahip olan Çin'in hala Maocu olması, Çinlilerin bir "Mao çılgınlığı" ile yaşaması, komünizmin ölmediğini, sadece gizlendiğini bize bir kez daha göstermektedir.
Dahası gizlenen bu komünizm, komünizmin özellikle Maocu versiyonu, yani en kötü, en barbar, en vahşi versiyonudur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder