16 Ekim 2015 Cuma

"Komünist Bilim"in Safsataları

Komünizmde, insanların soğuk, katı, acımasız gözükmesi makbuldur. Liderler zaten bu karakterdedir ve tasvirleri de böyle yapılır. Sovyet sanatçılarının çizdiği bu farklı Lenin portreleri, komünizmin karanlık ruh halinin de bir ifadesidir.
Komünist rejimlerin darbe vurdukları bir diğer önemli alan ise bilim olmuştur.
Stalin rejimi, "proleterya sanatı" diye bir kavram uydururken, bir yandan da bilime el atmış ve "proleterya bilimi" diye bir kavram ileri sürmüştür. Bu komünist teoriye göre, bir "burjuva bilimi" bir de "proleterya bilimi" vardır ve bu ikisi birbirinden farklı sonuçlar verecektir.
Proleterya bilimi, aslında bilimi materyalist felsefenin gereklerine göre tahrif etmekten başka bir şey değildir. Bunun en açık göstergesi ise, Stalin dönemi Sovyet bilimine damgasını vuran 'Lysenko olayı'dır.
Trofim Denisovich Lysenko, Sovyetler Birliği'ndeki çeşitli tarım okullarında eğitim görmüş ve 1940'lı yıllarda Stalin'in gözüne girerek Sovyet tarım ve biyoloji politikalarına tam bir hakimiyet sağlamıştır. Lysenko'nun en önemli yönü ise, 19. yüzyılın sonlarında Avusturyalı botanikçi rahip Gregor Mendel tarafından deneylerle keşfedilen ve 20. yüzyıldaki ileri çalışmalarla desteklenen kalıtım yasalarını reddetmesidir. Lysenko, Mendel'in yasalarının "burjuva bilimi" olduğunu ileri sürmüş, buna karşılık 18. yüzyılda Fransız evrimci biyolog Lamarck'ın ortaya attığı "kazanılmış özelliklerin sonraki nesillere aktarılması" tezini savunmuştur.
Lysenko'nun hiçbir bilimsel kanıta dayanmayan bu düşüncesi, 1930'lu yıllarda büyük bir tarımsal kriz yaşayan Sovyetler Birliği'nde ilgi çekmeye başlamıştır. Lysenko, ortaya attığı tezleri uygulayarak diğer biyologların düşündüklerinden çok daha büyük, güçlü ve verimli bir tahıl üretimi sağlayacağını vaat etmiştir. Örneğin, uygun çevre koşullarında yetiştirilen buğday bitkilerinin çavdar tohumları vermeye başlayacağını öne sürmüş ve buna dayalı tarımsal girişimler yapılmıştır. (Bu iddia, vahşi doğada yaşayan köpeklerin bir zaman sonra tilki haline geleceklerini iddia etmeye benzer ve gerçekte bilime tamamen aykırı ve bugüne kadar hiçbir örneği gözlemlenmemiş olan batıl bir inançtır.) Stalin 1940 yılında Lysenko'yu Sovyet Bilimler Akademisi Genetik Enstitüsü'nün başına getirmiş ve Lysenko bu koltuğu tam 25 yıl korumuştur. Lysenko aynı zamanda Sovyetler Birliği'nin güçlü kurumlarından biri olan Vladimir I. Lenin Tarım Bilimi Akademisi'nin başkanı olmuştur.
Sovyetler Birliği'nin öncülüğünde düzenlenen Üçüncü Komünist Enternasyonal'in propaganda posteri. Bayrağı taşıyan militanın yüzünde komünizmin soğuk dünyasının tam bir tasviri yer alıyor.
1948 yılında klasik genetik alanında eğitim ve araştırma yapmak yasaklanmış, Lysenko'nun evrimci tezini kabul etmeyerek Mendel genetiğini savunmayı sürdüren bazı genetikçiler gizlice tutuklanarak idam edilmiştir.
Lysenko'nun tarım politikası büyük verimsizliklere yol açmıştır. Örneğin Lysenko, ekilecek tohumların eğer uzun süre soğuk suda bekletilirlerse soğuk hava şartlarına uygun bir yapı kazanacaklarını ileri sürmüş ve bunu denemek için tonlarca tohum soğuk suda bekletildikten sonra Sibirya steplerine ekilmiştir. Elbette tohumların hepsi zayi olmuştur. Benzeri denemelerin hepsi fiyakso ile sonuçlanmıştır. Fakat bu gerçek ancak 1960'lı yıllarda açık dille ifade edilebilmeye başlanmıştır. Sonuçta, 1964 yılında, Lysenko'nun tezinin bilimsel olarak yanlış olduğu resmen kabul edilmiş ve bunun ardından Mendel genetiğinin Rusya'da yeniden öğretilmesi ve uygulanabilmesi için büyük çaba harcanmış, tarım ürünlerinde Amerikan tipi melezleme ve gübreleme yöntemlerine geçilmiştir. İleri sürdüğü tezin bir safsata olduğunun ve bu yolla Sovyet bilimine ve tarımına büyük darbe vurduğunun anlaşılmasına rağmen, Lysenko ve taraftarları fikirlerinden vazgeçmemişler ve dahası Sovyet bilim kurumlarındaki ünvan ve pozisyonlarını da büyük ölçüde korumuşlardır.
Lysenko evrim teorisi uğruna genetik kanunlarını reddederek Sovyet tarımını onlarca yıl geriye götürdü.
Lysenko olayı, materyalizme ve evrim teorisine olan körü körüne bağlılığın bilime ve topluma ne kadar büyük bir zarar verdiğini gösteren tarihsel bir belgedir. Günümüz evrimcileri Lysenko olayını genellikle konu edinmezler, edindiklerinde ise bunun sadece Lamarckizm'le ilgili bir dogmatik hareket gibi gösterirler. Oysa Lysenko ve onu izleyenler yalnızca Lamarckist değil, aynı zamanda Darwinist'tir. Lamarck'la Darwin'i birbirini tamamlayan iki önemli evrimci teorisyen olarak görmüşler, Lamarck'ın "kazanılmış özelliklerin sonraki nesle aktarılması" tezi reddedildiği takdirde Darwin'in teorisinin de havada kaldığını fark etmişler, bu nedenle körü körüne Lamarck'ı savunma yoluna gitmişlerdir.
Marxist ve Darwinist düşünür Robert M. Young, "Darwinian Evolution And Human History" (Darwinistik Evrim ve İnsanlık Tarihi) adlı makalesinde bu konuda şu yorumu yapar:
Yakın bir zaman önce, toplumun ve doğanın aynı evrimsel ve komünist yasaları izlediği düşüncesi, 1930'lu ve 40'lı yıllardaki Stalin rejiminin en vahim olaylarından biri olan Lysenkoizm'e yol açmıştır. Doğanın yasalarının diyalektik işlediği kabul edilmiş, ve bu kabul edilmiş görüşü benimsemeyen aykırı biyologlar mesleklerinden olmuşlar, çoğu zaman özgürlüklerini ve hatta bazen hayatlarını dahi kaybetmişlerdir.Lysenkoizm dünyanın kalan kısmındaki önemli genetik gelişmeleri yadsıyan ve onlara karşı çıkan bir evrimciliktir. Ama bu Darwinizm adına yapılmıştır...56
Lysenko dönemindeki Sovyet yöneticilerinin genetik kanunlarına gösterdikleri direniş, materyalist fanatizmin örneklerinden sadece birisidir. Bugün de hala pek çok materyalist, aynı genetik kanunlarını kabullenmemek için direnen Lysenko ve yandaşları gibi, bilimin canlılarda ortaya çıkardığı "tasarım" gerçeğine, yani yaratılış delillerine karşı gözü kapalı bir direniş içindedir. Ve bu nedenle aksi yönde bir kanıt elde etmek için, yıllardır milyarlarca dolar harcamakta ve insanlık adına büyük bir kayba sebep olmaktadırlar. Yalnızca kendi ideolojik önyargıları nedeniyle, tüm dünyada hiçbir sonuç getirmeyecek araştırmalar yaptırmakta, emek ve para israfına neden olmaktadırlar. (Detaylı bilgi için bkz. Kuran Bilime Yol Gösterir, Harun Yahya)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder